Fransa Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, alıkonulan aktivistlere ilişkin “herhangi bir olayı önlemek için İsrail makamları ile temas halinde olunduğu” ve Fransız vatandaşlar için “konsolosluk koruması” talep edildiği belirtildi.
Elysee Sarayından yapılan açıklamada ise, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İsrail’den Gazze Şeridi açıklarında alıkoyduğu Madleen yelkenlisindeki 6 Fransız vatandaşının Fransa’ya dönmesine “en kısa sürede izin vermesini” talep ettiği kaydedildi.
Açıklamada, Fransız vatandaşlarının bu misyona katılmaktan vazgeçmeleri konusunda uyarıldığı hatırlatıldı.
İSPANYA, İSRAİL’İN MASLAHATGÜZARINI BAKANLIĞA ÇAĞIRDI
İspanya, İsrail’i kınamak için bu ülkenin Madrid’deki büyükelçiliğinde mevcut durumda görevli olan en üst düzey diplomatını bakanlığa çağırdığını duyurdu.
İspanya resmi haber ajansı EFE’ye bilgi veren Dışişleri Bakanlığı kaynakları, İsrailli diplomatın, Madleen yelkenlisine yapılan operasyona karşı gerekli kınama ve protestonun yapılması için çağırıldığını belirtti.
Bakanlık ayrıca, yelkenlide bulunan İspanyol aktivist ve ailesiyle iletişimde olunduğunu, İsrail hükümetiyle de temasa geçildiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı, İsrail maslahatgüzarını son olarak 21 Mayıs’ta, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria’daki Cenin Mülteci Kampı’nı ziyaret eden yabancı diplomatların olduğu bir heyete ateş açmasını protesto etmek amacıyla bakanlığa çağırmıştı.
İspanya hükümetinin Filistin Devleti’ni resmi olarak tanımasının ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mayıs 2024’te Madrid Büyükelçisini geri çağırma kararı almıştı.
KKTC CUMHURBAŞKANI TATAR’DAN İSRAİL’E TEPKİ
KKTC Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, insan hakları savunucularının bulunduğu “Madleen” gemisine İsrail’in saldırısını kınayarak şu ifadeleri kullandı:
“Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ‘Madleen’ adlı gemiye uluslararası sularda seyrettiği esnada İsrail güçlerince müdahalede bulunulması ve yardım almak için toplanan halka ateş açılması, kabul edilemez bir insan hakları ihlalidir.
İsrail’in yapmış olduğu bu terör içerikli eylemi ve soykırım girişimlerini kınıyor, tutuklanan aktivistler ve mürettebatın en erken zamanda serbest bırakılmasını temenni ediyorum.”
ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ: İSRAİL’İN MADLEEN GEMİSİNE SALDIRISI ULUSLARARASI HUKUKUN İHLALİ
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) Genel Sekreteri Agnes Callamard, İsrail’in Madleen gemisine saldırısını “uluslararası hukukun ihlali” olarak niteleyerek, geminin mürettebatının “derhal ve koşulsuz serbest bırakılması” çağrısı yaptı.
Londra merkezli örgütten yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Madleen gemisini durdurarak aktivistleri alıkoymasına tepki gösterildi.
Callamard’ın değerlendirmelerine yer verilen açıklamada, “İsrail, insani yardım malzemesi ve dayanışma aktivistlerinden oluşan mürettebatı taşıyan Madleen’i zorla durdurup engelleyerek, işgal altındaki Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik yasal yükümlülüklerini bir kez daha hiçe saymış ve Uluslararası Adalet Divanı’nın yasal olarak bağlayıcı kararlarını tüyler ürpertici şekilde hiçe saydığını göstermiştir.” denildi.
Gece yarısı ve uluslararası sulardaki operasyonun, uluslararası hukuku ihlal ettiği ve gemidekilerin güvenliğini riske attığını vurgulayan Callamard, “Mürettebat silahsız aktivistler ve insani yardım görevindeki insan hakları savunucularıdır, derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdır.” ifadesini kullandı.
Callamard, ayrıca, aktivistlerin serbest bırakılana kadar işkence ve diğer kötü muamelelerden de korunması gerektiğinin altını çizdi.
Af Örgütü yetkilisi, şunları kaydetti:
“İşgalci güç olarak İsrail, Gazze’deki sivillerin gıda, ilaç ve hayatta kalmaları için vazgeçilmez olan diğer malzemelere yeterli ve güvenli şekilde erişebilmelerini sağlamak gibi uluslararası yükümlülüğe sahip. Bunun yerine, Gazze’deki Filistinlilere fiziksel yıkımlarına yol açacak yaşam koşullarını dayatmaya yönelik hesaplı çabalarının parçası olarak, umutsuzca ihtiyaç duyan sivillere tarafsız insani yardım sağlanmasını sürekli ve kasıtlı olarak engelledi. Askeri saldırıları, tarım arazileri gibi gıda üretim kaynakları dahil hayati altyapıya zarar verdi ya da tahrip ederek aç bırakma politikasının etkisini arttırdı.”
“MADLEEN’İN MİSYONU, AÇLIK ÇEKEN FİLİSTİNLİLERLE DAYANIŞMANIN GÜÇLÜ SEMBOLÜ OLARAK ORTAYA ÇIKTI”
Madleen’in misyonunun, son birkaç gündeki yolculuğu sırasında, ısrarlı uluslararası eylemsizliğin ortasında kuşatılmış, açlık çeken ve acı çeken Filistinlilerle dayanışmanın güçlü sembolü olarak ortaya çıktığını belirten Callamard, ancak bu görevin, aynı zamanda uluslararası toplumun İsrail’in insanlık dışı ablukasına son verme konusundaki başarısızlığının da göstergesi olduğunu kaydetti.
Callamard, şu ifadeleri kullandı:
“İsrail’in müttefikleri söylemlerini Gazze’ye yardım girişine izin verecek güçlü eylemlere dönüştürmüş olsalardı, aktivistlerin hayatlarını riske atmalarına gerek kalmayacaktı. İsrail’in Madleen’in güvenli geçişine izin verilmesi yönündeki küresel çağrılara rağmen gemiyi durdurması, İsrail’in Gazze’de soykırım yapmaya devam etmesine ve 18 yıldır Gazze’ye yönelik boğucu, yasa dışı ablukayı sürdürmesine cesaret veren cezasızlığın altını çiziyor.”
“ŞİMDİ SADECE SÖZLERLE DEĞİL, EYLEMLERLE DE NET TAVIR ALMA ZAMANI”
Af Örgütü yetkilisi, dünya çapındaki devletlerin İsrail’e verdikleri örtülü desteğe son vereceklerine dair somut adımlar atılmadığı sürece, İsrail’in Filistinlilere acımasızca ölüm ve acı çektirmeye devam etme konusunda açık çek sahibi olmaya devam edeceğine dikkati çekti.
Devletlerin derhal harekete geçmesi gerektiğinin altını çizen Callamard, aksi takdirde İsrail’in Filistinlilerin haklarına yönelik ağır ihlallerine ortak olma riskini göze almaları uyarısında bulundu.
Callamard, “Devletler, İsrail’in Madleen’in mürettebatını durdurmasını ve gözaltına almasını alenen kınamalı ve gemideki herkesin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını talep etmeli. Şimdi sadece sözlerle değil, eylemlerle de net tavır alma zamanı.” ifadelerine yer verdi.
Devletlerin, İsrail’in açlık ve soykırımla karşı karşıya olan Gazze halkına insani yardımı engellemesine daha fazla müsamaha göstermeyeceklerini açıkça ortaya koymaları gerektiğini vurgulayan Callamard, İsrail’e boğucu ablukasını kaldırması ve Gazze’ye tüm geçişlerden yardım ulaştırılmasına izin vermesi için baskı yapılmasının da önemine işaret etti.
“BU, FİLİSTİNLİLERİ AÇLIĞA VE KATLİAMA SÜRÜKLEMEYE YÖNELİK DAHA GENİŞ BİR STRATEJİNİN PARÇASIDIR”
Avrupa Parlamentosu’nda 46 üyesi bulunan Sol Grup tarafından yapılan açıklamada, Madleen’e el konulması “uluslararası hukukun açık ihlali” olarak nitelendirilirken, “Gemi mürettebatının tutuklanması ve insani kriz içindeki bir halka ulaştırılması gereken yardımın el konulması kabul edilemez. Bu, Gazze’deki Filistinlileri açlığa ve katliama sürüklemeye yönelik daha geniş bir stratejinin parçasıdır” denildi.
Grup, “Avrupa Birliği (AB), Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplumun bu yasa dışı gözaltını güçlü şekilde kınamasını, tüm mürettebatın koşulsuz ve derhal serbest bırakılmasını talep etmesini ve İsrail’in insani yardımın Gazze’ye engelsiz girişine izin vermesi için baskı yapmasını” istedi. Açıklamada, “Siyasi dayanışma bir suç değildir; soykırım suçtur. Özgürlük Filosu mürettebatını serbest bırakın” ifadelerine yer verildi.
“İSRAİL, GAZZE’YE İNSANİ YARDIM ULAŞTIRMAYA ÇALIŞAN AKTİVİSTLERİ ÖLDÜRME GEÇMİŞİNE SAHİPTİR”
Avustralya Yahudi Konseyi açıklamasında da, İsrail güçleri tarafından durdurulan Özgürlük Filosu’ndaki aktivistler için “derin endişe” duydukları vurgulandı. Konsey yetkilisi Sarah Schwartz yaptığı açıklamada, “Avustralya hükümetini, geminin derhal serbest bırakılması ve mürettebatın güvenliği için acilen harekete geçmeye çağırıyoruz. İsrail, Gazze’ye insani yardım ulaştırmaya çalışan aktivistleri öldürme geçmişine sahiptir ve Özgürlük Filosu mürettebatının güvenliğini sağlama konusunda güvenilir değildir” diye konuştu.
Batılı ülkelerin İsrail’in uluslararası hukuku ihlallerine karşı süren eylemsizliğini kınayan Schwartz, “Aylar geçmesine rağmen anlamlı bir insani yardım Gazze’ye ulaşmamıştır. Gazze’deki Filistinliler artık açlık ve ölüm tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.
“HER AKDENİZ LİMANI GAZZE’YE YARDIM, DAYANIŞMA VE İNSANLIK TAŞIYAN TEKNELER GÖNDERMELİ”
BM Raportörü Francesca Albanese, Madleen mürettebatıyla telefondayken onların gözaltına alındığını aktardı. Albanese yaptığı açıklamada, “Madleen derhal serbest bırakılmalı. Ablukayı kırmak devletler için hukuki bir görev, hepimiz için ise ahlaki bir zorunluluktur. Her Akdeniz limanı Gazze’ye yardım, dayanışma ve insanlık taşıyan tekneler göndermeli. Birlikte yelken açarlarsa, durdurulamaz olurlar” ifadelerini kullandı.
GEMİDE 12 KİŞİ BULUNUYOR
“Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition)” adlı sivil toplum kuruluşunun, Gazze’ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye yardım götürme amacıyla düzenlediği son misyon çerçevesinde 18 metrelik yelkenli, 1 Haziran’da İtalya’nın Katanya kentindeki San Giovanni Li Cuti Limanı’ndan Gazze için yola çıkmıştı.
Madleen gemisindeki aktivistler, İsrail ordusunun müdahale etmesi durumunda barışçıl tutumlarını sürdüreceklerini ve direniş göstermeyeceklerini duyurmuştu.
İsrail ordusu, Gazze’ye yönelik ablukayı kırmayı amaçlayan Madleen gemisine müdahale etmişti.
Gemide, Avrupa Parlamentosunun (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar’ın yanı sıra Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya’dan Thiago Avila, İspanya’dan Sergio Toribio, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad olmak üzere 12 kişi bulunuyor.
YAKLAŞIK 2,3 MİLYON FİLİSTİNLİ İNSANİ FELAKETLE MÜCADELE EDİYOR
Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana şiddetli saldırılar düzenleyen İsrail ordusu, hastane, okul ve yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı çadırları da hedef alıyor.
İsrail’in, Gazze’ye ilaç ve insani yardım girişini kısıtlayan ablukası nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon Filistinli insani felaketle mücadele ediyor.
Filistinli yetkililer ve uluslararası çevreler, İsrail’in Gazze’de aç bırakma politikası uyguladığı ve açlığı “savaş silahı” olarak kullandığı uyarısında bulunuyor.
Dünyanın dört bir yanında düzenlenen eylemlerde, Gazze’ye saldırıların durdurulması ve bölgeye insani yardımın ulaştırılması çağrıları yapılıyor.
Gazze’de insani yardım dağıtımını tekeline almak isteyen İsrail, ABD’nin desteğiyle kurulan insani yardım noktalarına yiyecek bulma umuduyla yönelen Filistinlileri de sık sık hedef alıyor.
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 55 bin Filistinli hayatını kaybetti ve 126 bin kişi yaralandı.