Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.
Eskişehir’de yangına müdahale sırasında şehit olan 5 orman işçisi ile 5 AKUT gönüllüsüne rahmet, şehitlerin ailelerine ve yakınlarına sabır dileyen Erdoğan, yeşil vatanın tüm muhafızlarına fedakarlıkları dolayısıyla şükranlarını sundu.
Erdoğan, Hatay İskenderun Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı’nda aşırı sıvı kaybına bağlı şehit olan muhafız er Hayrullah Halit Karaman ve ikmal er Semih Erdoğan’a da rahmet diledi. Şehitlerin kederli ailelerinin acılarını samimiyetle paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, her iki elim olayla ilgili soruşturmaların devam ettiğini söyledi.
Milletçe herkesi yasa boğan bu iki hadisenin nedenlerinin en kısa zamanda ayrıntılarıyla netleşeceğini, sonrasında ihmali olan varsa, gerekenin yapılacağını ifade eden Erdoğan, devletin tüm imkanlarıyla şehit ailelerinin yanında olduğunu vurguladı. Erdoğan, benzer acıların bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu.
Türkiye’nin sağlıktan eğitime, adaletten emniyete, tarımdan sanayiye, turizmden savunmaya uzanan geniş bir yelpazede çok yönlü bir atılım içinde olunduğunun altını çizen Erdoğan, ülkeyi bir baştan diğer başa saran otoyollar, havalimanları, hastaneler, okullar, üniversiteler, konut projeleri, fabrikalar ve daha nicesinin kalkınma yolculuğunun kilometre taşları olarak vatan topraklarını süslediğini kaydetti.
Türkiye’nin savunma, güvenlik, dış politika başta olmak üzere bir çok alanda son asrın en parlak dönemini yaşadığına işaret eden Erdoğan, devletin tüm birimlerinin tam bir uyum içinde millete karşı görevlerini layıkıyla yerine getirdiğini, hükümetin de gündeme en üst seviyede hakim olduğunu söyledi.
Başkan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Önümüze çıkan engellere ve kurulan tuzaklara takılmadan hedeflerimize doğru adım adım yürüyoruz. Bir defa şunu 86 milyonun bilmesini arzu ediyorum. Felaket tellalları ne derse desin, ülkemizin yolu da bahtı da açıktır. Büyük ve güçlü Türkiye idealimize, bölgemizdeki tüm krizlere, çatışmalara rağmen daha önce hiç olmadığı kadar yakınız. Zorluklarla beraber kolaylıkların da bizleri beklediğinin gayet bilincindeyiz. Milletimizin duası ve desteğiyle yılmadan, yıkılmadan Türkiye’yi aydınlık yarınlara kavuşturma mücadelemizi hamdolsun azimle sürdürüyoruz.”
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİMİZE DAİR GÜNCEL DURUMU MÜTALAA ETTİK”
Kabine Toplantısı’nda kritik meseleleri etraflıca ele aldıklarını, dış politikadaki gelişmeleri enine boyuna istişare etme fırsatı bulduklarını aktaran Erdoğan, toplantıda, yaz mevsiminin gelişiyle tüm dünya ile Türkiye’de artan orman yangınlarını masaya yatırdıklarını, ekonomide ülkenin kredi notunun yükseltilmesi ve Merkez Bankası rezervlerinin 169 milyar dolara çıkması başta olmak üzere son günlerde alınan olumlu haberleri değerlendirdiklerini kaydetti.
Toplantıda Terörsüz Türkiye sürecine dair güncel durumu mütalaa ettiklerini anlatan Erdoğan, savunma sanayi alanında tüm dünyanın gıptayla baktığı atılımların gündemlerindeki bir başka konu olduğunu dile getirdi.
Bütün bu başlıklarla ülkeyi hedeflerine biraz daha yaklaştıracak önemli kararlar aldıklarını belirten Erdoğan, aklıyla, emeğiyle, gayretiyle, alın teriyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasına destek olan herkese şükranlarını iletti.
Erdoğan, 18 Temmuz Cuma günü Milli Savunma Üniversitesinde kurmaylık eğitimlerini tamamlayan subayların mezuniyet töreninde olduklarını hatırlatarak, orada 80’i dost ve kardeş ülkelerden gelen askeri misafir personel olmak üzere toplam 241 subayın mezuniyet heyecanına şahitlik ettiklerini belirtti.
Tören vesilesiyle Milli Savunma Üniversitesinde ve bağlı birimlerinde inşası tamamlanan altı yeni camiyi ibadete açtıklarını anımsatan Erdoğan, kurmaylık eğitimlerini alınlarının akıyla tamamlayan 241 subayı tebrik etti, hizmete açılan camilerin ordu ve üniversite için hayırlı olmasını temenni etti.
“KIBRIS TÜRK’ÜNÜN HER ZAMAN YANLARINDA OLACAĞIZ”
Başkan Erdoğan, 20 Temmuz’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olduklarını, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümünü Kıbrıs Türkleriyle yine büyük bir coşkuyla kutlarken, kahraman şehitleri rahmetle yad ettiklerini söyledi.
Ziyareti, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Köprülü Kavşağı ve bağlantı yolları ile Maraş Sağlık Merkezinin açılışıyla taçlandırdıklarını dile getiren Erdoğan, aynı programda 50 bin metrekare kapalı alana ve 320 yatak kapasitesine sahip Lefkoşa Yeni Devlet Hastanesi’nin ilk etabının temellerini attıklarını belirtti.
Açılan ve temeli atılan yatırımların Kıbrıs Türklerine hayırlı, uğurlu olmasını dileyen Erdoğan, “Anavatan ve garantör ülke olarak Kıbrıs Türk’ünün müreffeh bir geleceğe doğru attığı adımlarda inşallah her zaman yanlarında olacağız.” şeklinde konuştu.
17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın (IDEF 2025) açılışını yapmak üzere 22 Temmuz’da İstanbul olduklarını hatırlatan Erdoğan, kendi alanında dünyanın en etkili ve en kapsamlı ilk üç organizasyonundan biri olan fuara yönelik ilginin yoğun olduğunu söyledi.
Son teknolojiye sahip ürünlerin görücüye çıktığı IDEF 2025’e 103 ülke ve uluslararası kuruluşlardan 231 heyet ile 980 heyet üyesinin iştirak ettiğini aktaran Erdoğan, fuarda 907 yerli ve 584 yabancı olmak üzere toplam 1491 firmanın 5 bine yakın ürününü sergilediğini, bunların 1100’den fazlasının ilk kez tanıtıldığını kaydetti.
Yaklaşık 120 bin kişinin ziyaret ettiği organizasyonda, TAYFUN BLOK-4 hipersonik balistik füze, EJDERHA Anti-Dron Sistemi, ASELFLIR 600 Elektro-Optik Kamera, GÖKBORA Görüş Ötesi Hava Füzesi, Şimşek-2 Uzay Fırlatma Aracı gibi ürünlerin büyük beğeni topladığının altını çizen Erdoğan, Ataköy Marina’da ise 18 farklı deniz platformunun sergilendiğini vurguladı.
IDEF 2025’te 270 imza töreni düzenlendiğini, bu imzaların yüzde 65’inin ihracat odaklı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Fuarda imza edilen sözleşmelerin ticari hacmi 9 milyar doları aşmıştır. 48 adet KAAN uçağının Endonezya’ya tedarikini öngören sözleşme ile Eurofighter alım mutabakatı ülkemiz açısından fevkalade önemlidir. Böylece bir taraftan ihtiyaçlarımız kapsamında caydırıcılığımızı artırma, diğer taraftan kendi projelerimizi hayata geçirme irademizi teyit ettik.” diye konuştu.
“YETER Kİ ‘TÜRKİYE PARTİSİ’ OLMAYI BAŞARSINLAR”
Başkan Erdoğan, savunma sanayisi alanında son 23 yılda yerlilik oranını yüzde 20’lerden yüzde 80 seviyesinin üzerine çıkardıkları savunma yatırımlarını hız kesmeden sürdüreceklerini bildirdi.
“Ana muhalefet partisi genel başkanının kameralar önünde şikayet ettiği ülkesine, kapalı kapılar ardında sahip çıktığını iddia etmesi şayet doğruysa, muhalefetin yerlileşmesi ve millileşmesi adına elbette kıymetli bir adımdır.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz bundan kesinlikle rahatsız olmayız. Dünyanın hemen hiçbir siyasi partisinde olmayan kendi ülkesini kötüleme alışkanlığından muhalefetin kurtulması bizi sadece memnun eder. Bunun somut işaretlerini görürsek, hiç merak etmesinler, onları teşekkür dilenme zahmetinde bırakmaz, kendilerini takdir ve tebrik etmekten asla yüksünmeyiz. Yeter ki ‘Türkiye partisi’ olmayı başarsınlar, yeter ki Ankara merkezli siyaset yapsınlar, yeter ki bu ülkeye ve millete zarar vermekten vazgeçsinler.”
IDEF 2025’e katılan uluslararası heyetlere ve kuruluşlara, Milli Savunma Bakanlığına, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığına, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfına ve tüm savunma sanayisi şirketlerine teşekkür eden Erdoğan, 2027’de 18’incisinin düzenleneceği fuara savunma sanayisi şirketlerini davet etti.
“BU SAVAŞIN ARTIK BİTMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ”
Başkan Erdoğan, yakın çevrede krizler, çatışmalar, savaşlar ve gerilimler artarak devam ederken, Türkiye olarak barış diplomasisine hız verdiklerini bildirdi.
Rusya-Ukrayna savaşında ilk günden beri dengeli, hakkaniyetli ve barışı savunan bir politika benimsediklerini belirten Erdoğan, “Savaş baronlarının sözcülüğünü yapan muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmedik. Tahıl koridoru mutabakatı, esir takasları ve İstanbul, Antalya gibi şehirlerimizde yapılan görüşmeler barışa olan inancımızın neticeleridir.” şeklinde konuştu.
İstanbul’da 16 Mayıs’ta gerçekleştirilen ilk tur müzakerelerin ardından karşılıklı 1000 esir takası yapıldığını anımsatan Erdoğan, 2 Haziran’daki ikinci turun ardından 7 bin 60 kadar Ukraynalı askerin naaşına karşılık, 97 Rus askerin cenazesinin teslim edildiğini, 1200 kişiden müteşekkil esir takasının tamamlandığını hatırlattı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kolaylaştırıcılığında 23 Temmuz’da yapılan üçüncü tur müzakerelerde ise en az 1200 kişi olmak üzere savaş esirlerinin takasının kararlaştırıldığını söyleyen Erdoğan, “Bu savaşın artık bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Liderler düzeyinde bir görüşmeye ev sahipliği yapmaya hazır olduğumuzu her fırsatta vurguluyorum. Türkiye’nin samimi temennisi şudur: Nasıl müzakere masası İstanbul’da kurulduysa, uzak olmayan bir tarihte barış masası da yine Türkiye’de kurulacak, bu kanlı savaş noktalanacaktır.” dedi.
“POLİSİMİZİN VE YARGI MENSUPLARIMIZIN HEDEF HALİNE GETİRİLMESİNE MÜSAMAHAMIZ YOKTUR”
Başkan Erdoğan, Ankara’da Polis Akademisinin mezuniyet törenine katıldıklarını, akademinin farklı birimlerindeki eğitimlerini tamamlayan toplam 8 bin 238 öğrencinin mezuniyet sevincini paylaştıklarını belirtti.
Mezun olanları tebrik eden Erdoğan, “Rüşvet, irtikap ve yağma düzenlerini deşifre ettiği için polisimizin ve yargı mensuplarımızın hedef haline getirilmesine müsamahamız yoktur. Hırsıza değil de hırsızı ve rüşvetçiyi suçüstü yakalayana kızanlar ya kumpas iddialarını ispat etmelidir ya da çıkıp hakkına girdikleri emniyet ve yargı mensuplarından özür dilemelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE
Başkan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hükümet olarak bölgemizde barış için çabalarken, kendi içimizde huzuru zedeleyen, milli birlik ve beraberliğimizi örseleyen, şer güçlere istismar zemini sunan sorunların üzerine de kararlılıkla gidiyoruz. Terörsüz Türkiye süreci sadece Cumhur İttifakı’nın değil, aynı zamanda hükümetimizin, devletimizin, hepsinden önemlisi milletimizin projesidir. 86 milyonun tamamının özlemi, beklentisi, hayalidir. Bu hayalin adım adım gerçeğe dönüşmekte olduğunu görüyoruz. Kimsenin endişesi olmasın. Evelallah girdiğimiz bu yol bizi demokrasisiyle de, ekonomisiyle de güçlü bir Türkiye’ye ulaştıracaktır. Yolun solunda kardeşlik vardır, kalkınma vardır, barış, huzur, dayanışma ve istikbali birlikte inşa etme iradesi vardır.
Dolayısıyla sorumluluklarımızın ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Bunun için ne umut tacirliği, ne de muhalefet gibi ucuz popülizm yapıyoruz. Devlet ciddiyetine, bulunduğumuz makamın ağırlığına ve itibarına yakışır şekilde bu yolda itina ile ilerliyoruz. Milletimiz de bizim bu çabalarımızı, hasbi ve harbi mücadelemizi yakından görmekte, menzile kazasız belasız varmamız için dua etmektedir. Süreç ilerledikçe zihinlerdeki soru işaretleri hızla kaybolmakta, temkin ve ihtiyatın yerini güven ve umut almaktadır.”